ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TANITIM FİLMİ
28 Mart 2012 Çarşamba
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
Çukurova Üniversitesi, 14 Fakülte, 4 Yüksekokul, 13 Meslek
Yüksekokulu, 1 Devlet Konservatuvarı, 3 Enstitü ve 25 Araştırma ve Uygulama
Merkezi ile ülkemizin gelişmiş üniversiteleri arasında yer almaktadır. Öğretime
ve araştırmaya verdiği önemle, kütüphaneleri ve laboratuvarlarıyla ülkemize
nitelikli bireyler kazandırmayı amaç edinmiş olan Çukurova Üniversitesi, Adana
şehir merkezine 10 kilometre uzaklıkta Seyhan Baraj Gölü kıyısında yeşillikler
içerisindeki kampusünde eğitim-öğretim yapmaktadır.

Çukurova Üniversitesi'nde 1900 akademik personel, 37501'i
lisans, ön lisans ve 4099'ün üzerinde yüksek lisans, doktora olmak üzere
yaklaşık 41600 öğrencinin eğitim ve öğretiminde görev yapmaktadır. (Eylül
2011)
Balcalı Kampusu, öğrencilerin ve çalışanların her türlü
gereksinimlerini karşılayabilecekleri tesislerle donatılmıştır. Kampusta;
bölgenin en önemli hastane kompleksinin yanı sıra, mediko sosyal ünitesi,
lojmanlar, sosyal tesisler, konuk evleri, her türlü sporun yapılabildiği
salonlar ve sahalar, anaokulu, market, öğrenciler ile çalışanlara öğle yemeği
sunulan kafeteryalar, kafeler, büfeler ve kantinler, posta ve telefon hizmeti
veren birimler, banka şubeleri, modern makinelerle donatılmış bir basımevi ve
merkezi kütüphane bulunmaktadır.
Üniversitemiz Kütüphanesi, modern kütüphanecilik anlayışına
uygun olarak 12 bin metrekare kapalı alanda hizmet vermekte olup, 800 okuyucu
kapasitesine sahiptir. Kütüphane koleksiyonunda 145 bin cilt kitap, 100 bin cilt
dolayında süreli yayın, 2 bini Araştırma Fonu’nca desteklenen, toplam 6 bin tez,
200 el yazması, 800 eski harf eser ve 1.450 Akademik Aşama Dosyası yer
almaktadır. Kütüphane, bilgi tarama hizmetleri için 20 PC ve CD-ROM veri
tabanına sahiptir. Ayrıca elektronik ortamda, çeşitli konularda yurt içi ve yurt
dışı veri tabanlarıyla 25 bin tam metin dergiye erişim sağlanmaktadır. Avrupa
Birliği Dokümantasyon Merkezi olarak da faaliyet gösteren kütüphane, internet
ağına bağlı olup, bu olanak tüm çalışanların ve öğrencilerin kullanımına açık
tutulmaktadır. Kütüphanede, hafta içinde 08.15-18.45, Cumartesi ve Pazar günleri
ise 10.00-16.00 saatleri arasında hizmet verilmektedir. Kütüphaneden,
üniversitemiz öğrencilerinin 1 ay süreyle 5 ödünç kitap alabilme olanağı
bulunmaktadır.
Öğrencilerin yararlanmaları amacıyla kurulan ve teknolojinin
son ürünü bilgisayarlardan oluşan laboratuarlar, Çukurova Üniversitesi’nin
ayrıcalıklarından biridir. Fakülte ve yüksek okullarımızda kişisel
bilgisayarlardan oluşan internete bağlı laboratuarlar, gece geç saatlere kadar
öğrencilerin hizmetine açık tutulmaktadır. Ayrıca, tüm öğretim kurumlarının
bölümlerinde bilgisayar tabanlı, mesleki ders amaçlı, internet bağlantılı
uygulama laboratuarı bulunmaktadır. Kampusta, öğretim kurumları 24 kilometre
uzunlukta fiberoptik ağ omurgasıyla birbirine bağlıdır. Üniversitemizde, tüm
bilgisayar programları lisanslı olup, yeni sürümler düzenli olarak öğretim
üyelerimiz ve öğrencilerin hizmetine sunulmaktadır. Üniversitemizde öğrencilere
ilk yıldan başlamak üzere, Enformatik Laboratuarı’nda zorunlu bilgisayar temel
eğitimi de verilmektedir.
Üniversitemizde, öğrencilerin derslerini rahat ve sağlıklı bir
ortamda izleyebilmelerine olanak sağlayan modern derslikler ve amfiler
bulunmaktadır. Bilimsel ve kültürel etkinliklerde kullanılan, her türlü teknik
donanıma sahip, 450 ve 150 kişi kapasiteli iki salondan oluşan amfi, Çukurova
Üniversitesi’nin ilk Rektörü Prof. Dr. Mithat Özsan’ın adını taşımaktadır.
Prof. Dr. Mithat Özsan Amfisi, geniş fuayesiyle sergilere de ev sahipliği
yapmaktadır. Ziraat Fakültesi Akif Kansu Salonu da 150 kişilik kapasitesiyle
bilimsel ve kültürel etkinliklere ev sahipliği yaparken Zootekni Amfisi olarak
bilinen ve yeniden düzenlenerek Afife Jale adı verilen döner sahneli 120 kişilik
çok amaçlı salon sanat etkinlikleri için önemli bir mekan olarak hizmet
vermektedir. Ayrıca Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’nde de 360 kişilik bir
konferans salonu bulunmaktadır. Kampusta yer alan ve çağdaş mimarisiyle
dikkatleri çeken 3.500 kişilik Açık Hava Tiyatrosu da başta konserler ve
tiyatrolar olmak üzere çeşitli etkinliklerde kullanılmaktadır.
Modern mutfak ve servis donanımına sahip Merkezi Kafeterya’da
öğrenciler,öğretim üyelerimiz ve üniversitemiz çalışanlarına öğle yemeği
sunulmaktadır. Merkezi Kafeterya; akademik ve idari personel ile öğrencilerin
yemek yediği salonlardan oluşmaktadır. Kafeterya aynı anda 10.000 kişiye hizmet
verebilecek kapasitede olup, sunulan yemekler beslenme uzmanlarınca, kalori
hesapları yapılarak belirlenmektedir. Merkezi Kafeterya’nın öğrenciler için
ayrılan salonu, çeşitli etkinlikler için de kullanılmaktadır. Kampusta ayrıca,
öğle yemeği servisi yapan ve sürekli denetlenen öğrenci kafeteryaları, büfeler
ve kantinler bulunmaktadır. Müzik eşliğinde , nezih ve hoş bir ortamda gece
geçirmek isteyenlere ise kampus girişindeki restoranda hizmet verilmektedir.
Çukurova Üniversitesi Balcalı Kampusü’ne ulaşım özel toplu
taşıma araçlarıyla yapılmaktadır.
Balcalı Kampusu’nda yer alan Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar
Kurumu’na bağlı, 1.608’i kız, 1204’ü erkek olmak üzere, toplam 2.812 yatak
kapasiteli Fevzi Çakmak Yurdu öğrencilere barınma olanağı sağlamaktadır. Kent
merkezinde ise yine Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu’na bağlı, 544 öğrenci
kapasiteli Hacı Sabancı Kız Öğrenci Yurdu ile, 418 öğrenci kapasiteli Sümer
Erkek Öğrenci Yurdu hizmet vermektedir. Yurtlar, öğrencilerin her türlü
gereksinimlerini giderebilecekleri olanaklara sahip bulunmaktadır.
Üniversitemiz Rektörlüğü’ne bağlı Güzel Sanatlar Bölümü ile
Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı’na bağlı olarak çalışmalar yapan Kültür
Sanat Merkezi, öğrencilerin boş zamanlarını ilgi alanlarına göre
değerlendirmekte, onları yeni alanlara yönlendirmekte, dinlenme ve eğlenme
olanakları yaratmaktadır. Güzel Sanatlar Bölümü ve Kültür Sanat Merkezi’ne
başvuruda bulunan öğrenciler, uzman ve deneyimli öğreticiler tarafından çeşitli
sanat dallarında eğitilmekte, yeteneklerini geliştirmeleri sağlanmaktadır.
Öğrenciler, yıl sonlarında konserler, gösteriler ve sergiler düzenleyerek
emeklerini yöre halkı, arkadaşları ve üniversitemiz mensuplarıyla
paylaşmaktadırlar. Kültür Sanat Merkezi binasında ayrıca, Öğrenci Konseyi ve
öğrenci kollarına ait çalışma odaları da bulunmaktadır. Kampusta, saat kulesi
altındaki Kültür-Sanat Merkezi binasında bulunan Cep Sineması mevcuttur.
Üniversitemizde ayrıca; öğrencilerin sosyal, kültürel ve sportif etkinliklerle
bir araya gelmelerini, boş zamanlarını değerlendirmelerini sağlamak, eğitim ve
öğretimlerine katkıda bulunmak amacıyla kurulan 29 öğrenci kolu bulunmaktadır.
Öğrenci Kollarının katılımıyla düzenlenen Bahar ve Spor Şenliği ise her yıl
Mayıs ayında gerçekleştirilmektedir.
Balcalı Kampusu’nda kapalı yüzme havuzunun dışında , spor ve
cimnastik salonları; çim ve halı futbol sahaları, voleybol, basketbol sahaları,
tenis kortları ve atletizm alanlarıyla , Seyhan Baraj Gölü kıyısında kürek, kano
ve yelken sporuna uygun kayıkhane yer almaktadır. Çukurova Üniversitesi Spor
Kulübü ise Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu öğretim üyelerinin de desteğiyle
16 branşta 650 aktif sporcusu ile üniversitemizi başarıyla temsil etmektedir.
Çukurova Üniversitesi Spor Kulübü’nün; Basketbol, Bisiklet, Futbol, Hentbol,
Masa Tenisi, Sualtı Sporları, Tenis, Voleybol, Yelken, Yüzme, Dağcılık, Kürek,
Taek-wondo, Su Kayağı, Satranç, Kano Rafting branşlarında şampiyonlukları ve
dereceleri bulunmaktadır.
21 Mart 2012 Çarşamba
14 Mart 2012 Çarşamba
TURİZM
TURİZM
Binlerce yıllık tarihi geçmişi, bu geçmişten günümüze kalan
sayısız tarihi eserleri, Yumurtalık ve Karataş sahillerinin doğal güzelliği ile
Torosların yemyeşil yaylaları, şifalı suları, bitki ve hayvan türleri bakımındın
çeşitliliği ile Adana büyük bir turizm potansiyeline sahiptir.
İlimizin kuzey ve doğusunu kaplayan Toroslar, dağ sporları, trekking ve av turizmi açısından çok uygun bir doğal ortama sahiptir. Ayrıca sayısız yaylalarıyla da yayla turizminin gelişmesine son derece elverişlidir. Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin yarattığı deniz kulakları ve sazlık alanlar eko turizm açısından sınırsız olanaklar sağlamaktadır. Yazları oldukça sıcak geçtiği için, yöre halkı açısından yaylada yaz geçirmek neredeyse bir zorunluluk olmuştur. Yaylalarda kampçılık, sağlık, turizmi, ırmak ve kano turizmi, mağara turizmi ve av turizmi gibi alternatif tuzimler bulunmaktadır. Seyhan nehrinin yarattığı Tuzla ve Akyatan gölleri ile Ceyhan nehrinin yarattığı Ağyatan gölü, Ceyhan ve Yumurtalık dalyanı ile bunlara bağlı diğer lagünler, nadir kara ve deniz canlılarıyla, kuşların ürediği ve barındığı alanları oluşturmaktadır. Bu lagün ve dalyanların dışındaki alanlar da "Kıyı Turizmine" ve "Yat Turizmine" elverişli bölgelerdir. Bunların dışında; Çukurova'nın iç kesiminin bir diğer potansiyeli de canlı ekonomik yaşantısıdır. Adana, bölgenin en büyük kenti ve iş merkezi olduğu gibi, gelişmiş üniversitesi, gelenekselleşmiş sosyal etkinlikleri ile de önemli ölçüde "İş ve Kongre Turizmi" potansiyeline sahiptir. Tarihi eser yönünden oldukça zengin olan ilimizde Tepebağ höyüğü, tarihi Büyük Saati, camileri, kervansarayları, bedestenleri ve mozaik müzesi görülmeye değer yerleridir. Adana ilinde toplam 65 adet büyük çaplı sit alanı tescil edilerek ilan edilmiştir. Bu sit alanları içinde; Kozan Merkez ve Seyhan ilçe merkezi gibi kentsel sitler, Misis, Magarsus, Anavarza gibi Arkeolojik Sitler, Ağyatan-Akyatan Yumurtalık'la Lagünü gibi doğal sitler bulunmaktadır. Adana’da her uygarlık kendi kültür çeşitliliğini bir sonrakine aktararak bir kültür mozayiği oluşturmuştur. Hititler, Romalılar, Araplar, Selçuklular, Ramazanoğulları, Osmanlılar, Türkmen ve Yörük aşiretlerinin yöre kültürünün çesitlenmesine katkıları olmuştur. Özellikle 19. ve 20. yüzyıllarda Adana ovasında yerleşimin yoğunlaşmasıyla tarımda ve sanayileşmede büyük atılımların olması, yörenin kültüründe büyük değişiklikler yaratmıştır. Çok değişik uygarlıkların yaşamına sahne olan Çukurova'da Folklorunda zengin olması doğaldır. Tarihin çok eski çağlarında yaşayan medeniyetlere ait folklor ürünlerinin hangilerinin bugüne kadar yaşadığı, hangilerinin folklor verimi ile bütünleştiğini saptamaya olanak yoktur. Anadaolu folklorunun genel karakteristiği yöre folklorunda da, bazı değişikliklerle aynen görülmektedir. Adana köylerinin bir kısmına hakim olan giyim tarzı, düğünler, cirit, güreş, sinsin gibi oyunlar varlıklarını devam ettiren folklor özellikleridir. | |
| ||||||
İLÇELERDE
BULUNAN ESERLER
| |||||||
| ||||||
| ||||||
| ||||||
| ||||||
| ||||||
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
11 Mart 2012 Pazar
| KÜLTÜR | ||||
|
Verimli topraklar ve coğrafi konumu nedeni ile tarih öncesi çağlardan başlayarak değişik ulusların akınına uğramış bölgede Çukurova kültürünü bu uygarlıklardan parça parça biriktirilmiş taşlarla oluşturulmuş bir yapı olarak tanımlamak mümkündür. Bir kültür sentezini oluşturan etkenler içinde Hitit kültürü ağırlıklı bir yer tutmakla birlikte, diğer ulusların verdiği katkılarla da tarih boyunca zenginleşmiştir. Burada hüküm sürmüş 10 uygarlığın etkileri Adana'nın kültür yaşamında hala görülmekte ve hissedilmektedir. Adana ve Çukurova kültürünü önemli şekilde etkileyen gruplar özellikle göçebe, Türkmen ve Yörük aşiretleridir. 7-11. yy. arası Bizanslılar, Araplar ve aradaki küçük bir çok siyasi toplulukların kültür etkileri altında gelişen Anadolu, 11. yy.'dan itibaren tamamen Selçuklu kültürü etkisi altına girmiştir. Selçukluların ve onları takiben beylik devrinin etkileri Çukurova'da çok belirgindir. Beylik devrine damgasını vuran Ramazanoğlu Beyliği'nin zengin kültür varlıkları bugün hala görülmektedir. ![]() Beylikler sonrası Osmanlı Devrinden kalma yazılı kaynaklar zamanın gelişimine ışık tutmaktadır. (Şeri/mahkeme Sicilleri veya Ziya Paşa devri kayıtları) Ovadan çok Toroslar'da yerleşen Türk (Yörük, Türkmen) aşiretleri uzun yüzyıllar dış etkenlere kapalı kalmış ve en az 10-15 asırlık Türk-Müslüman kültürünü pek fazla değişmeden muhafaza etmeyi başarmışlardır. Adana'nın daha ovalık kesimlere yerleşmesi 19. yüzyıla rastlamaktadır (Osmanlı devrine, Cevdet ve Derviş Paşalar dönemine ) Ovaya yerleşme ile kültürde değişmeler başlamıştır. 20. yüzyılın ortasından itibaren de ovaya sanayileşmenin gelişi yöre kültür ve yaşamında büyük değişiklikler yaratmıştır. Bir toplumun maddi ve manevi değerlerinin birikimi, o toplumun kültürünü meydana getirir. Bir çok iç ve dış etkenlerin yarattığı sentez, toplumun belli bir dönemdeki kültürünü belirler. Verimli topraklar ve coğrafi konumu nedeni ile tarih öncesi çağlardan başlayarak değişik ulusların akınına uğramış bölgede Çukurova kültürünü bu uygarlıklardan parça parça briktirilmiş taşlarla oluşturulmuş bir yapı olarak tanımlamak da mümkündür.
Özellikle 19.ve20. yüzyıllarda Adana ovasında yerleşimin
artmasıyla tarımda ve sanayileşmede büyük atılımların olması, yörenin kültüründe
büyük değişiklikler yaratmıştır. Ayrıca yörede yayla, deniz ve ova kültürünün de
karışımı ile yeni bir kent kültürü meydana gelmiştir.
Çeşitli Kültürlerin Yörede Bıraktığı İzler İlde çeşitli uygarlıklara ait toplam 65 adet büyük boyutlu sit alanı bulunmaktadır. Bu sit alanları içinde Kozan merkez ve Seyhan ilçe merkezi gibi kentsel sitler, Misis, Magarsus, Anavarza gibi arkeolojik sitler, Ağyatan, Akyatan, Yumurtalık Lagünü gibi doğal sitler, ayrıca anıtsal nitelikli kültür varlıkları da bulunmaktadır. Bunlar Misis ve Adana Taşköprüsü, Ulucami, Arasta, han-hamam gibi dini, askeri ve resmi yapılardır. İLDEKİ KÜLTÜR KURULUŞLARI Adana Arkeoloji Müzesi 1924 yılında Alyanazade Halil Kamil Bey tarafından Taşköprü yakınındaki Cafer Paşa medresesinde açılmıştır. 1950 yılında bugünkü Etnoğrafya müzesine, 5 Ocak 1972 tarihinde de bugünkü yerine (Girne köprüsü yanı) taşınmıştır. Müzeye eserler kazı, hibe, el koyma ve satınalma yoluyla toplanmıştır. En önemlileri Aşi Lahdi, Antropoit Lahid, Bronz Senatör Heykeli, Urartu dönemine ait madeni eşyalardır. Etnoğrafya Müzesi İl merkezinde, Kuruköprü'de 1845 yılında yapılmış ve terkedilmiş kilise binası 1924 yılında müze haline getirilmiştir. Buranın Etnoğrafya müzesi olarak kullanılması 1983 yılındadır. Atatürk Bilim Kültür Merkezi Müze binası Seyhan caddesi üzerinde 19.yüzyılda yapılmış geleneksel Adana evlerindedir. İki katlı çıkmalı, kırma çatılı, ahşap bir yapıdır. Ramazanoğullarından Suphi Paşa'ya ait olan binada Atatürk, 15 Mart 1923'te Adana'ya geldiğinde eşiyle birlikte kalmıştır. Bina, Atatürk Kültür ve Bilim Merkezi Koruma ve Yaşatma Derneğince ve halkın katkılarıyla restore edilmiştir. 1981 yılında Müze Müdürlüğü'ne bağlı olarak hizmete açılmıştır. Misis Mozaik Müzesi 1959 yılında Misis höyüğünün batı yönündeki sırtında açılmıştır. Adana Arkeoloji müzesine bağlıdır. Müzede yer alan mozaikler bu sanatın en gelişmiş zamanı olan 4.yüzyılın sonlarına ait bazilika tipinde bir tapınağın zemin mozaikleridir. Müzenin duvarları ışığı geçirecek şekilde cam tuğlalardan oluşmuştur. Bu mozaiklerin ortaya çıkartılmasında Alman Arkeologları Prof.Bossert ve Dr.Sudwing Budde yardımcı olmuşlardır. Anıtlar Müdürlüğü 1984 yılında kurulan 1985 yılında faaliyete geçen Adana Röleve Anıtlar Müdürlüğü Kültür Bakanlığı'na ait taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile müzelerin bakım, onarım, inşaat restorasyon, müze ve çevre düzenlenmesine ait her türlü etüd, proje ve uygulama hizmetlerini yapmaktadır. Müdürlüğün çalışma alanına Adıyaman, Hatay, Gazintep, İçel, Kahramanmaraş, Kilis ve Osmaniye illeri girmektedir. Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Müdürlüğü 1987 yılında kurulmuş, 1988 yılında faaliyete başlamıştır. Müdürlüğün çalışma alanına Adıyaman, Hatay, Gaziantep, İçel, Kahramanmaraş, Kilis ve Osmaniye illeri girmektedir. Çalışmalar beş akademik üyeden oluşan bir kurul tarafından yürütülmektedir. Bu kurul adı geçen İllerdeki korunması gerekli Kültür ve Tabiat varlıkları hakkında karar vermektedir. KÜLTÜR MERKEZLERİ Adana İl Halk Kütüphanesi 1923 yılında Şeyh Ramazanoğlu kitaplıklarının birleştirilmesi ile kurulmuştur. 1963 yılında İl Halk Kütüphanesi adını almıştır. 5 Ocak 1976 tarihinde de Kültür Sitesi'ne taşınmıştır. Çağdaş Çocuk Kütüphanesi Gazipaşa Bulvarı, Celalettin Sayhan İlköğretim Okulu bahçesinde hizmet vermektedir. Mehmet Sabancı Çocuk Kütüphanesi Yavuzlar Mahallesinde Hacı Ömer Sabancı Vakfı tarafından yaptırılan iki katlı binada hizmet vermektedir. 100. Yıl Çocuk Kütüphanesi İncirlik Kasabasında 1981 yılında Belediye tarafından verilen binada hizmete girmiştir. Ayrıca Ceyhan, Feke, İmamoğlu, Karaisalı, Kozan, Pozantı, Saimbeyli, Tufanbeyli, Yumurtalık ilçeleri ile Sağkaya ve Mercimek beldelerinde de Halk Kütüphaneleri bulunmaktadır. Devlet Güzel Sanatlar Galerisi Galeri 1978 tarihinde hizmete girmiştir. 1981 yılında Hacı Ömer Sabancı Kültür Mrkezine taşınmıştır. Galerinin amacı, topluma plastik sanat zevkini yaymak ve geliştirmek, sanatçılara eserlerini sergileme kolaylığı sağlamak, dünyadaki plastik sanat eserlerini tanıtmak ve sevdirmektir. Tiyatrolar Adana'da ilk tiyatro 1880 yılında şair Ziya Paşa'nın Adana Valiliği sırasında kurulmuştur. Adana Büyükşehir Belediyesi binası içinde bulunan Şehir Tiyatrosu 1926-1938 yılları arasında Belediye Başkanlığı yapmış olan Turhan Cemal Beriker tarafından halkevi olarak yapılmıştır. 1941-1948 yıllarında Halkevi Başkanı Gazeteci Nihat Oral, bu konuda ileri bir adım atmış ve tiyatronun gençlik kolunu kurmuştur. Tiyatro ara ara açılıp kapanmış, bu gün hala çalışmalarına devam etmektedir. Ayrıca Hacı Ömer Sabancı Kültür Sitesi'nde Kültür Bakanlığı'na bağlı olarak çalışmalarını sürdüren Devlet Tiyatrosu bulunmaktadır. Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü'ne bağlı olarak 1990 yılında kurulmuştur. 5 Ocak 1991 yılında ilk konserini vermiştir. Konserlerinde yerli ve yabancı birçok şef ve solist sanatçıyı konuk etmekte, ayrıca yurtiçi ve yurtdışında konserler vermektedir.
Altın Koza Kültür ve Sanat Festivali
1969 yılında günümüze kadar devam eden bu gelenek etkinliğini gittikçe artırarak Adana'nın ismini duyuran önemli bir sanat olayı haline gelmiştir. Türk sinemasının gelişmesinde de önemli katkıları olmaktadır. Halk Edebiyatı ve Aşıklar Geleneği Çukurova'da, halk edebiyatı ve aşıklar geleneği yüzyıllardan beri sürmektedir. Bu konu ile ilgili yapılan araştırmalarda birçok masal, efsane, fıkra, ağıt v.b. derlenmiştir. Bunlardan en iyi korunanı aşıklık gelenrğidir. Adana'da aşıklar, sazlı(telden), sazsız(dilden) olmak üzere iki gruba ayrılır. Karacaoğlan, Dadaloğlu aşıkların en ünlülerindendir. Bunların dışında yörede Aşık Yusuf, Deli Boran, Feymani, Osman Eyyubi, Aşık Abdullah, Gündeşlioğlu, İlbeylioğlu, Kara Osman, Kul Halil, Kul Seydi İçgözoğlu, Aşık Karalı, Hacı Karakılçık, Abdulvahab Kocaman, Aşık Fidani, Aık Ömer, Aşık Ali, Aşık Hüseyin, Derdiçek ve İnce Arap gibi birçok aşık yetişmiştir. Kadın halk şairleri de bulunmaktadır. Bunların en ünlüleri; Durdu, Nazlı Gelin, Sinem Kız, Hasibe Hatun ve Hasibe Ramazonoğlu'dur. Geleneksel El Sanatları Yörede teknoloji ne kadar gelişmiş olsa da yerel olarak el sanatları önemini korumaktadır. Özellikle kırsal kesimde daha yaygın. Yrtkililer geleneksel el sanatlarını geliştirmek için gayret göstermekte, bir çok yerde kooperatif yoluyla bu çalışmaları desteklemektedir. En fazla yapılan el sanatları halı, kilim, çul, çuval, heybe, seren ve benzerleridir. Kültürel Dokuya Katkıda Bulunanlar Şair, Yazar, Ozan, Aşık, Bestekar, Eleştirmen ve Gazeteciler Sisi Abdi, Abdülnafi Üffer Efendi, Ahmet Ada, Ziya Adalı, Admi, Rıza Polat Akkoyunlu, Mahmut Akan, Selma Aktan, Kanuni Ali, Celal Arabacıoğlu, Turan Altıntaş, Mustafa Arif Arık, Hamit Salih Asyalı, Turan Aydın, Nuri Ayvalı, Arif Bilen, Ali Bilgili, Recep Bilginer, Salih Bolat, Ceyhun Can, Demirtaş Ceyhun, İbrahim Davutoğlu, Mehmet H.Doğan, Hakkı Dönmez, Kasım Ener, Mehmet Ali Ferrahi, Seyfi Güldağlı, Feyyaz Kadri Gül, Mehmet Refik Gülek, Asral Günşir, Ferit Celal Güven, Nevzat Güven, Nuri Hacı, Hakkı Bey (Yeğen Ağazade), Hoca Mehmet Hayrettin, Muzaffer İzgü, Suphi İdrisoğlu, Abdulkadir Kaçar, Karacaoğlan, Hacı Karakılçık, Reyhan Karataş, Cahit Kamışçı, Abdullah Kartal, Orhan Kemal, Yaşar Kemal, A.Vahap Kocaman, Ahmet Köylügil, Salim Küçüktanış, Celal Şakir Muter, Talat Muter, Turan Oflazoğlu, İhsan Altay Orhon, Ümit Öcal, Abdulkadir Kemali Öğütcü, Arif Özbilen, Osman Özfidan, Ali Püskülloğlu, Hasibe Ramazonoğlu, Seyit Osman Suriri, Kamuran Şipal, Pekşen Tandoğan, Süleyman Şahin Tan, Osman Taşkaya, Eyyüp Todil, Mehmet Akif Tuncay, Taha Toros, Tuncer Uçarel, Nuer Uğurlu, Çetin Yiğenoğlu, Mahmut Yivli, Çoban Yurtçu, Cezmi Yurtsever, Ahmet Remzi Yüreğir, Çetin Remzi Yüreğir, Nihat Ziyalan. Sinema, Tiyatro Sanatçıları, Müzisyenler, Ressam ve Hatatlar Nedim Adanalı, Şadan Adanalı, Ahmet Akata, Aytaç Arman, İrfan Atasoy, Halil Atılgan, Erol Büyükburç, Mustafa Ceylanlı, Etem Çalışkan, Nurhan Damcıoğlu, Mahmut Dinle, Perihan Doygun, Yılmaz Duru, Coşkun Erdal, Fatih Erenler, Yusuf Erkişi, Can Etili, Nazife Güleryüz, Salih Güney, Hatat Hacı, Mahmut Hekimoğlu, Hüseyin İleri, Celal İnce, Bilal İnci, Suna Kan, Gani Karaca, Demir Karahan, Abdurrahman Keskiner, Arif Keskiner, Ercan Kont, Yılmaz Köksal, Barışmanço, Sadettin Öktenay, Hasan Özel, Hasan Özçivi, Ali Hbibp Özgentürk, İsmail Polat, Mustafa Sağyaşar, Suavi Soney, Erkan Sürmen, Ali Şen, Şener Şen, Necmi Şenel, Güven Şengil, Ali Şenozan, Aziz Şenses, Ferdi Tayfur, Faruk Tınaz, Tolgahan, Danyal Topatan, Seyhan Tütün, Abdurrahman Yağdıran, Meral Zeren. Bilim Alanında Ünlüler Abdullah Sisi, Abdurrahman Efendi, Remzi Oğuz Arık, İbrahim Ağah Çubukçu, Hamza Eroğlu, Ahmet Ramazanoğlu, Ali Sevim. Folklor Çok değişik uygarlıkların yaşamına sahne olan Çukurova'da Folklor'un da zengin olması doğaldır. Tarihin çok eski çağlarında yaşayan medeniyetlere ait folklor ürünlerinin hangilerinin bugüne kadar yaşadığı, hangilerinin folklor verimi ile bütünleştiğini saptamaya olanak yoktur. Yöre Türk folklorunun tarihi başlangıcını da 7.yüzyıl olarak söylemek doğru olur. Anadolu folklorunun genel karekteristiği yöre folklorün de, bazı değişikliklerle aynen görülmektedir. İklim, iş bölümü, gelenek ve görenekler, folklorun bölge içinde diğer bölgelere göre başkalaşmasına önemli ölçüde etken olmuştur. Şölen, av folkloru ile bu yaşam biçimine uygun giyim, özgür yaşam tavrı bu etkilerle oluşmuş önemli folklor özelliklerindendir. Adana köylerinin bir kısmında hakim olan giyim tarzı, düğünler, cirit, güreş, sinsin gibi oyunlar varlıklarını devam ettiren folklor özellikleridir. Halk Ozonları İlin Yetiştirdiği halk ozanlarının başında Karacaoğlan ve Dadalloğlu gelir. Bunların yanısıra ünü çevresini aşmayan sayısıs halk ozanı da vardır. Bunların yanısıra ünü çevresini aşamayan sayısız halk ozanı da vadır. Sazını eline alıp azığını sırtına vurarak Çukurova'yı ve başka diyarları gezen Karacaoğlan ile başlayan Dadaloğlu, Aşık Yusuf, İlbeylioğlu, Deli Boran, Aşık Abdullah, Gündeşlioğlu, Kara Osman, Kul Halil, Kul Şeydi, Üçgözoğlu, Aşık Ali İlhami, Aşık Ömer, Aşık Hüseyin, Derdiçek, İnce Arap, Aşık İmami, Aşık Halil Karabulut, Aşık Kul Mustafa, Aşık Hacı Karakılçık, Feymani, Aşık Abdülvahap Kocaman, Aşık Deli Hazım Demirci gibi daha nice aşıklarla devam eden halk aşıkları söyledikleri detsan, taşlama, güzelleme, ağıt, koşma ve şiirlerle Çukurova kültürünü tanıtmışlardır. Kadın halk ozanları da erkeklersen geri kalmamıştır. Karaisalı yöresinden Durdu, Nazlı Gelin, Sinem Kız, Avşar oymağından Hasibe Hatun, Adanalı Hasibe Ramazanoğlu bunların en ünlülerindendir. Geleneksel Yiyecek ve İçecekler Adana yöresinin zengin bir yemek kültürü bulunmaktadır. Bu yemek kültürünün bu kadar zengin olmasının nedeni çeşitli kültürlerin etkisinde kalması ve onların yemekleri ile kendi yemeklerini damak zevkine uygun olarak birleştirmesidir. Adana yemeklerinin en önemli özelliği un, bulgur, et sebze ile çeşitli baharatların çok kullanılmasıdır.Yemeklerin yanında bol yeşillik ve değişiksalatalar yenir. Aynı zamanda süt, yoğurt, peynir, çökelekte bol miktarda kullanılmaktadır. Özellikle etli yemekler sebze ile birleştirilerek yapılır. Bakliyat türleri ile sebze yemekleri ve çorbalarda bol miktarda kullanılmaktadır. Çorbalardan kesme ya da hamur çorbası, yüksük çorbası, düğün çorbası; sebze yemeklerinden, süllüm, mercimekli ıspanakbaşı, kabak çintmesi; bulgur yemeklerinden ekşili topalak, sarımsaklı köfte, içli köfte; sakatat yemeklerinden şırdan dolması, karın dolması; içeceklerden şalgam suyu, aşlama(meyan kökü) ayran, kaynar;tattlılardan taş kadayıf, karakuş tatlısı, nemse tatlısı, halka tatlısı ve bici-bici. Devlet Tiyatrosu 1981 – 1982 sezonunda Kral Lear ile turne düzeninde perde açan Adana Devlet Tiyatrosu aynı sezon "Yunus Emre" adlı oyunun prömiyeriyle sürekli turne düzenine geçerek, 30 yıldan bu yana perdesini kapatmaksızın Adanalı Sanat Severlerle ayrıca çevre il ve ilçelere turneler düzenleyerek her sene on binlerce sanatseverle buluşmaktadır. 1998 – 1999 sezonundan bu yana Tiyatro Şenliği ile başlayan, 2001 – 2002 sezonunda Uluslararası boyuta taşınarak büyük emekler harcanarak düzenlenen "Devlet Tiyatroları Sabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivali" ile tüm sanat severlerin Dünya Tiyatrosunun seçkin örnekleriyle buluşması sağlanmıştır. Her yıl düzenli olarak devam eden "Devlet Tiyatroları Sabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivali", 2008-2009 tiyatro sezonundan bu yana Festivalimiz sahneden Adana sokaklarına taşmıştır. Her yıl 27 Mart Dünya Tiyatrolar gününde başlayıp ve 28 Nisanda sona eren festivalimiz dünyanın en prestijli tiyatro festivallerinden biridir. | ||||
İDARİ YAPI
|
ADANA ; Türkiye'nin güneyinde Akdeniz Bölgesinde yer alan
ilidir.İl merkezinin adı da Adana olup ; Seyhan , Yüreğir , Çukurova , Sarıçam
ve Karaisalı İlçelerinin birleşimi ile oluşur.Adana kent merkezi 5 ilçeden ,
Adana ili ise toplam 15 ilçeden oluşmaktadır.Adana ilinin nüfusu , 2011 yılı
sayımları itibariyle 2.108.805'dır. Kent merkezi ise yaklaşık 1.617.284 nüfusa
sahiptir.Ayrıca Adana ilinin yüzölçümü 14.030 km2 dir.Adana
Türkiye'nin 5. büyük ilidir. Ayrıca Adana Türkiye de en yüksek sıcaklık
ortalamasına sahip illerden birisidir.
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Kaydol:
Yorumlar (Atom)










Cumhuriyet'ten önce
tarımsal faaliyetler yok denecek kadar az yapılıyordu. Burada yaşayanlar
kendilerine yetecek kadar buğday, mısır, yulaf, arpa ve benzeri gibi tarımsal
ürünler yetiştirirken, Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa'nın geldiği 1833-1840
yılları arasında tarımda büyük bir gelişme olmuş onun gelirken birlikte
getirdiği Mısır'ın yerli halkı, Adana ve yöresinde yoğun bir tarım faaliyetine
geçmişlerdir. Bunlar özellikle bağ-bahçe ve pamuk ekiminde etkili olmuştur.
Göçerlerin zorunlu olarak yerleşik düzene geçmeleri, bunlara arazi verilmesi ile
birlikte ekili-dikili yerlerin oranı artmaya başlamıştır. 1800'lü yılların
sonuna doğru da Çukurova makinalı tarıma geçmiştir.
























